Cumartesi günü erkenden kalkıp Ayrancı'daki semt pazarına gittim. Yine dayanamayıp gördüğüm tüm sebzelerden, meyvelerden aldım. Malum artık kış yaklaşıyor. Her ne kadar eskisi gibi meyveler ve sebzeler mevsimi geçince bulunmuyor derdimiz olmasa da ben açıkcası serada yetişen, hormonlu ve kimyasal ilaçlarla rengi, tadı yerine getirilmeye çalışılan şeyleri tüketme taraftarı değilim. O yüzden bu gidişimde yüklü bir alışveriş yaptım.
Aldığım kıpkırmızı domateslerimi eve geldiğimde hemen rendeleyip, tuz ekleyip, bir tencereye koyup suyu buharlaşıncaya kadar pişirdim. En son biraz zeytinyağ ilave ederek soğuduktan sonra bir kısmını kavanozlara koyup, diğer kalanı da küçük parçalara ayırıp buzdolabı poşetlerine koyup buzluğa attım. Burdaki tek püf nokta kavanozlardaki domatesleri doldururken kavanozların kuruluğundan emin olmanız hatta kavanozlarınızın içini ocağa tutup ısıtırsanız ve sonra doldurursanız uzun süre kullanabilirsiniz. Ayrıca bir önemli noktada kullanım esnasında kullandıgınız kaşığın temiz ve kuru olmasıdır. Bunlara dikkat etmediğiniz takdirde buzdolabında ev salçanızın üzeri hemen küflenmeye başlayacaktır.
Aldığım kırmızı biberleri, yeşil taptaze köy biberlerini, taze fasulyeyi temizleyip 2şer kişilik olacak şekilde pişirmeden buzdolabı poşetleriyle hemen buzluğa attım. Geçtiğimiz yaz ayının içimde en çok kalan haşlanmış mısırlarıydı. Fakat pazarda gördüğümde inanamadığım bembeyaz cin mısırları görünce hemen kaptım. Onları da kabuklarını soyup, tencereye su koyup içine atıp tuz ve toz şekerlerini attıkta sonra pişirmeye başladım. Kaynadıktan sonra 15-20 dk daha pişiriyorsunuz. Çıkan yumuşacık mısırlarımı hemen teker teker yine buzdolabı poşetlerine koyup iyice havasını aldıktan sonra buzluğa attım.
Bu tarz küçük hazırlıklarla poşetinden çıkarıp direk kullanabilceğiniz tüm sebzeleri bu şekilde stoklamanızı öneririm. Hem yemeklerinizin lezzeti, hemde sağlığınız açısından bu yöntem bence en iyisi olacaktır....
